Kanuni Sultan Süleyman devrinde Avusturya elçisi sıfatıyla İstanbul'da bulunan Ogier Ghislain de Busbecq hatıralarında Osmanlı'da ramazan ayını vakıf olabildiği kadarıyla şöyle anlatıyor:
Osmanlı'da bizim perhizimize tekabül eden oruç ayı, yakın olduğu halde sade yemek yemeleri sebebiyle hayretimi uyandırır. Zira bizde bu mevsimde, en ücra şehirlerde bile herkes çılgınca bir eğlence sarhoşluğuna kendini kaptırır. Dans, şarkı, sarhoşluk alabildiğine herkesi sarar. Onun için, resmi bir iş dolaysıyla bu mevsimde memleketimize gelen Türklerin döndükleri zaman Hristiyanların bazen çıldırdıklarına dair hikâyeler anlatmasını tabiî karşılamak lazım.
Türkler, daha evvelki normal günlerde nasıl bir hayat tarzını sürdürüyorlarsa, oruca başlamadan önce de bunu devam ettirirler. Daha çok yiyip içmeye veya bir takım haram olan şeylere kendilerini kaptırmaya hiç yanaşmazlar. Aksine yiyeceklerini daha da azaltarak kendilerini oruç için hazırlarlar. Oruç ayı her yıl 14 gün erken başlar. Çünkü onların takviminde kameri ayların toplamı tam 365 günü doldurmaz. Bu bakımdan oruç başlangıcı bir sene bahara rastlar 6 yıl sonra yaz mevsiminde tesadüf eder.
Bir kameri ay devam eden oruç yaza rastladığı zaman, günlerin uzunluğu, sıcağın şiddetiyle özellikle çalışmak suretiyle nafakalarını sağlayan insanlar için çok zahmetli olur. Zira günün ağarmasından başlayıp akşam güneşin batışına kadar geçen süre içinde ağızlarına ne bir lokma yemek ne de bir damla su almazlar. Ancak gün batışından doğuşuna kadar yemelerine müsaade edilir. Yıldızların güneş ışığıyla görünmez hale gelmeleri lazımdır. Güneş Ramazan ayı boyunca kimsenin yemek yediğini görmemelidir. Kış günleri oruç tutmak daha kolaydır.
Güneşin görünmediği bulutlu günlerde vaktin bilinmesi için camilerde vazifeli kimseler minarelerin şerefelerindeki kandilleri yakarlar. Bu yemek vaktinin geldiğine işarettir. Biz nasıl kiliselerimizde çan çalarsak Türklerde de müezzinler minarelere çıkıp yüksek sesle ezan okurlar. Halk yanan kandilleri görünce camilere girip dinlerinin gerektirdiği şekilde ibadet ederler.