ottoman

Sırpsındığı Zaferi

Edirne'nin Fethi'nden sonra Bizans'ın Bulgarlar ve Sırplar'la coğrafik bağlantısı kesilmiş, birleşik hareket etmelerine imkan kalmamıştı. Bu durum Hristiyan dünyasında korku ve heyecan yarattı. Türkler'e karşı yeni bir Haçlı ordusu kurulması Avrupa saraylarında gündeme geldi.

Türkler'in Filibe'yi zaptı sırasında kaçan ve Sırbistan'a sığınan bir Rus kumandanı, yeni bir Haçlı ordusu kurulması yolunda tahriklere başladı. Sonunda Papa V.Urban, Macar ve Sırp krallıkları ile Eflak ve Bosna prenslikleri arasında ittifak kurulmasına öncülük ve aracılık etti.

Böylece kurulan Haçlı ordusu 60 bin kişiden oluşuyordu. Bu ordu Macar kralı Layoş komutasında Edirne'ye doğru yürüdü. Bu sırada Murad Hüdavendigar Bursa'da bulunuyordu. Ordusunun büyük kısmı da Anadolu'da idi. Haçlı ordusunun harekete geçtiğini haber alan Rumeli Beylerbeyi Lala Şahin Paşa, bir yandan padişaha haber göndererek yardım istedi. Öte yandan Hacı İlbey kumandasında 10 bin kişilik bir süvari birliğini keşfe çıkardı.

Haçlı ordusu hiçbir engelle karşılaşmadan Meriç Nehri'ni geçmiş, Edirne yakınlarında duraklamıştı. Burada dinlenecek ve sonra Edirne'ye saldıracaklardı. Türk ordusunun Anadolu'da olduklarını bildikleri için şehri koıayca alacaklarından ve Trakya'nın güneyine sarkacaklarından emindiler. Bu güven içinde şimdiden zaferlerinin tadını çıkarmak istercesine, konakladıkları yerde içki ve eğlenceye dalmışlardı.

Hacı İlbey 10 bin akıncıdan oluşan kuvvetleriyle sessizce ilerlemiş, düşman ordusunu Meriç kıyısında bulmuştu. Çadırların yanına kadar sokulmayı başaran öncü komandolar (akıncılar), düşman askerlerlnln horul horul uyuduklarını görmüşlerdi.

Hacı İlbey sadece keşif hareketi yapmak ve durumu tespit etmek, gerekirse oyalamak görevi almıştı. Fakat düşmanı o durumda yakalayınca bir baskınla kesin darbeyi indirmek en akıllı iş olurdu. öte yandan, talimat almadan girişeceği bu baskından zararlı çıkarsa kendi idam fermanını da hazırlamış olacaktı. Fazla düşünmedi. Sözkonusu olan canı değil, vatanı idi. Çünkü artık Edirne vatan olmuştu.

Hacı İlbey karanlıkla baskın için gerekli düzenlemeyi hemen yaptı. Sonra gür sesiyle emir verdi: "İLERİ!"

Akıncılar gök gürlemesini andıran bir sesle ve bulut gibi düşmanın üzerine çöktüler. Allah! Allah! sesleri, kılıç şakırtıları, at kişnemeleri bir anda ovayı doldurdu.

Neye uğradıklarını anlamayan düşman askerlerinden bir kısmı Türkler zannıyla müttefiklerine saldırıyor, bir kısmı kurtuluşu kaçmakta buluyordu. Fakat savaşmaya kalkanlar olduğu gibi kaçanları da ölüm bekliyor, Meriç Nehri'ne dökülüp boğuluyorlardı. Sırplar iyice sınmış, yani kırılmışlardı (1364).

Haçlı ordusundan canlarını kurtarabilenler pek azdı. Mütteflk kuvvetlerin kumandaları da öldürülen ve Meriç'te boğulanlar arasındaydı. Yalnız Macar kralı Layoş canını güçlükle kurtarabilmiş ve memleketine dönmüştü.

Bu baskın Türk Tarihinde Sırp Sındığı zaferi olarak geçecek ve Haçlılar'ın Osmanlıya karşı düzenledikleri ilk savaş olarak yerini alacaktır.
 

Recommended Similar Threads

Preveze Deniz Zaferi, 28 Eylül 1538 tarihinde gerçekleşen önemli bir deniz muharebesidir. Bu savaş, Osmanlı İmparatorluğu ve Kutsal İttifak (çoğunlukla Avrupanın Katolik deniz güçlerinden oluşan...
Cevaplar
0
Görüntüleme
356
I. Kosova Savaşı veya Birinci Kosova Meydan Muharebesi, Sultan I. Murad önderliğindeki Osmanlı ordusu ile Sırp kumandanı Lazar Hrebelyanoviç önderliğindeki çok uluslu Balkan ordusu arasında 28...
Cevaplar
0
Görüntüleme
259
Karlofça Antlaşması, 26 Ocak 1699 tarihinde Osmanlı ile başlarında Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu bulunan diğer Kutsal İttifak devletleri (Avusturya, Venedik ve Lehistan) arasında imzalanmış...
Cevaplar
0
Görüntüleme
1K
Tanzimat Fermanı, Türk tarihinde Batılılaşmanın ilk somut adımıdır. 3 Kasım 1839da Sultan Abdülmecid döneminde Hariciye Nazırı Koca Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmuştur. Gülhane Parkında...
Cevaplar
0
Görüntüleme
824
Tanzimât Dönemi, Osmanlı İmparatorluğunda 1839 yılında, Sultan Abdülmecid döneminde Tanzimât Fermânı olarak bilinen Gülhane Hatt-ı Şerifinin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme...
Cevaplar
0
Görüntüleme
529
İnebahtı Deniz Muharebesi, 7 Ekim 1571 tarihinde Osmanlı Devleti ile Haçlı donanmaları arasında, Korint Kıstağında, İnebahtı yakınlarında yapılan deniz muharebesidir. Sultan II. Selim dönemindeki...
Cevaplar
0
Görüntüleme
548
Osmanlı ordusu Eylül 1596’da Eğri Kalesi’ni kuşatmaya devam ederken, Arşidük Maksimilyan kumandasında büyük bir Avusturya ordusu Türklerle savaşmak için Haçova’ya doğru yürüyüşe geçmişti. Bu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
1K
Sinan Paşa beşinci defa sadrazamlığa geldikten dört ay sonra ölmüş, yerine Damad İbrahim Paşa getirilmişti. Bu sırada Avusturyalılar ileri hareketlerine devam etmekteydiler. Sultan III. Mehmed her...
Cevaplar
0
Görüntüleme
1K
Murad Gazi Rumeli fetihlerini planlar ve bu planlarını uygularken, Anadoluda müessif bir olay meydana geldi. Bu, oğlu Savcı Beyin ayaklanması olayı idi. Murad Han Gazi, kendisi Rumelide...
Cevaplar
0
Görüntüleme
648
Rumelide kazanılan her zafer Türklerin batıya doğru ilerlemelerine ve yayılmalarına sebep oluyordu. Artık Bulgar Krallığının Osmanlı hakimiyetini tanımaktan başka çaresi kalmamış görünüyordu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
577
Üst Alt