Tarihi Yazılar

Batılılar, Attila için, kendilerini cezalandırmak amacıyla Tanrı tarafından gönderildiğine inanıyor ve ona “Tanrı’nın Kırbacı” diyorlardı. Attila Batı Hun İmparatorluğu‘nun Hakanı Rua, 434 yılında ölünce, Hunların başına Muncuk’un oğulları Attila ile Buda (Bleda) geçtiler, iki kardeş, babaları öldüğü zaman, hakan olacak yaşta ve durumda değillerdi. Hakanlığa, kendi gücü ve beğlerin desteği ile Rua gelmişti. İkinci amcaları Aybars, Doğu Kanadı Eliği (il beyi, kralı), üçüncü amcaları Oktar ise Batı Kanadı Eliği olmuşlardı. Attila ve Buda, bu üç amcalarının yanında ve himayesinde yetiştiler. Rua’nın ölümünden sonra hakan olan Attila 39-40 yaşlarında idi. O, amcası Rua’nın yıllarca sağ kolu olarak görev yaptığı için, devlet idaresini...
Bu yazı, Uygur Edebiyatı hakkında bilgi vermek amacıyla eklenmiştir. “Erdemli kişi bir cevherdir; erdemsiz kışı ise ayakkabı astarından farksızdır.” Uygur Edebiyatı Uygur Türkleri 745 yılında Göktürkleri devirerek büyük Türk Hakanlığının başına geçtikten sonra, Orhun yazısını bir süre kullanmaya devam ettiler. Bu devirde dikilen bazı Uygur bengütaşlarındaki kitabeler Orhun yazısı ile yazılmıştır. Bunlardan biri “Tengride Bolmış İl Etmiş Bilge Kağan” unvan ile anılan Moyen-Çor Kağan’a aittir. Fakat üçüncü hükümdarları Bögü Kağan zamanında “Mani” dinini alan Uygurlar, millî Orhun yazısını bırakıp Soğd dilinin (İran kökenli ve şimdi unutulmuş olan bir dil) yazısını aldılar ve geliştirdiler. Bugün, Uygur yazısı dediğimiz bu yazı, 3’ü...
Avrupalılardan yüzlerce yıl önce matbaayı biliyor, kitap basıyorlardı. Araplara ve Avrupalılara kâğıt yapmayı, yüksek Uygur Kültürü oluşturan Uygur Türkleri öğretmiştir. Uygur Kültürü – Dil ve yazı Uygur Türkleri her bakımdan yüksek bir medeniyet kurmuş, zamanımıza çok değerli eserler bırakmışlardır. Bilim, sanat, idare bakımından bütün Asya’yı etkilemiş, Araplara ve Batılılara birçok konuda örnek olmuş, bilgi ve teknik aktarmışlardır. Uygur Türkleri Altay dil grubunun “Hakaniye” lehçesini konuşurlardı. Eski Türk edebiyatının en değerli eserleri olan Divanû Lûgat-it Türk, Kutadgu-Bilig, Atabet-ül Hakayık… gibi altın kitaplar Türkçe’nin bu lehçesi ile yazılmışlardır. Uygurlar bir süre Türklerin millî yazısı olan Orhun alfabesini...
Bu içerik, en çok bilinen ve adı en çok geçen Ergenekon Destanı hakkında bilgi ve referans vermek amacıyla eklenmiştir. Ergenekon Destanı Türk boylarından birinin öbür boylar tarafından yok edilmesi, kurtulan tek çocuğun bir dişi kurt tarafından beslenmesi, sonra bu çocuktan ve kurttan türeyen soyun çoğalması, düşmandan öç alması… Bozkurt efsanelerinin ana temi işte budur. Göktürklerin asıl destanı “Ergenekon Destanı”dır. Fakat bu destanda kurt ikinci planda kalmakta, sadece Türk başbuğunun özel ismi olarak yer almaktadır. Bu destan besbelli yüzyıllar boyu Türk toplumları arasında söylenegelmiştir. Onu halk arasında dolaşarak derleyen ve ilk defa yazıya geçiren ünlü tarihçi Reşidüddin Tabib’tir. 1248-1318 yılları arasında yaşamış...
Bu yazıda Büyük İskender’i durduran bir Türk boyunun destanı olan Saka Destanı hakkında ve Türkmen boyları ile ilgili bilgiler aktarılacaktır. Saka Destanı İskender Semerkand’ı geçmiş, Türklerin illerini almaya geliyordu. Hakan Şu, Balasagun yakınındaki kalesinde bir şey yapmadan oturuyor, kimseye bir şey söylemiyordu. Bazı küçük devletler gibi doğuya çekilmemişti. Savaşa da hazır görünmüyordu. Beyleri hakanın huzuruna çıkıp sordular: “İskender yaklaştı, onunla savaşacak mıyız, buyruğun nedir?” Beylerin bildiğini hakan bilmesin olmazdı. Ama hakanın bildiğini beğler bilmiyordu. O, 40 kumandanını öncü olarak Hücend Irmağı kıyılarına göndermişti bile. Bunlar gizlice gittikleri için beylerin haberi olmamıştı. Hakan asıl haberi...
Öteki Türk destanlarında olduğu gibi Uygur Destanları da ana unsurlar olarak “mavi ışık”, “kurt” ve “anayurt”’u öner çıkarırlar. Bu destanlar, bir karış toprağını, bir tek taşını feda etmemek gerektiği hususunda bir uyarı niteliği taşırlar. Uygur Destanları “Dokuz Oğuz-On Uygur” Türklerinin iki destanı vardır. Birinci destan Uygurların türeyişi ile ilgilidir ve bu, onların bir kurttan türediklerini anlatır. İkincisi “Göç Destanı”dır. Uygurların Ötüken’den Tarım havzasına niçin göç etmek zorunda kaldıklarını anlatır. Birinci destan Çin kaynaklarında, ikinci destan ise hem Çin hem İran kaynaklarında yeralmakta ve birbirlerini tamamlamaktadır. İkinci destanın bir özelliği de hakanların kötü idaresi ve millî birliğin bozulması halinde...
Bu yazı Türk tarihine damgasını vurmuş, kulaktan kulağa nesillere aktarılmış Göktürk Destanları hakkında özet bir bilgi niteliğindedir. Göktürk Destanları Eski Türklerde ‘bozkurt’ bir ongun, kutlu bir semboldür. Destanlarında atalarını kurda benzetir, “kurt ana” dan türemiş olduklarını da söylerler. Bu inanış Göktürklerden önceki Türklerde de, meselâ Hunlarda da vardır. Tarih içinde kurtla ilgili efsaneler değişen, başkalaştırılan anlatımlarla devam edip gelmiştir. Göktürklerle ilgili bozkurt efsanesini Çin kaynaklarından öğreniyoruz. Çin’in Çu hanedanı tarihinde iki ayrı şekilde rivayet edilmektedir. Birinci rivayet Birinci rivâyete göre, Hun soyundan olan Göktürkler, başbuğları Kapanpu’nun idaresinde bulundukları bölgeden...
Alp Er Tunga Destanı isimli yazımız, büyük Türk kağanı Alp Er Tunga’nın destanlaşmış hikayesi hakkında bilgiler içerir. Alp Er Tunga Destanı Alp Er Tunga derler bir kağan vardı, Ona yeryüzü dar, gökyüzü dardı. Tuğ yapmıştı gökyüzüne güneşi, Bilgelikte dahi yoktu bir eşi. Gök-Türk, Uygur, Karluk ve Karahanlı, Daha nice Türkler, adları şanlı, Onu özlerine ata saydılar. Utkusunu dört bucağa yaydılar. Uçmağa varınca ol ulu kağan, Yıkıldı üstlerine gök kurıkan… Anca kanlı yaş doküp yoğladılar. Çığrışıp ağladılar, ağladılar… Alp Er Tunga’nın M.Ö. 7. yüzyılda yaşamış, çok sevilen, kahraman bir Türk hükümdarı olduğunu biliyoruz. Belgeler onun “Türk beğleri içinde adı ve kut’u ile tanınmış, bilgili, erdemli, büyük illeri elinde tutan...
Türklerin Destanlar Devri isimli bu yazı, destan yaratmaktan destan yazmaya fazla zaman bulamayan ecdadımızın bazı destanları ile ilgili bilgiler vermek amacıyla eklenmiştir. Türklerin Destanlar Devri Tarihçilerin, Türk devletlerinin tarihini, Türklükleri her bakımdan ispatlanmış olan Büyük Hun imparatorluğu ile başlattıklarını söylemiştik. Türkler elbette daha önceki yüzyıllarda sivil ve askerî teşkilata sahiptiler, güçlü devletleri vardı. Kökenlerini, dünyanın, evrenin yaradılışına kadar uzatan destanları da vardı. Bunları savaştıkları devletlerin tarihlerinden, yıllıklarından öğreniyoruz. Ne yazık ki o erken dönemlerde yaşamış Türk devletlerinin tarihini kronolojik ve çok boyutlu olarak anlatan Türkçe belgelere henüz sahip değiliz...
Üst Alt