Edmondo De Amicis, 19. yüzyılın son çeyreğinde, Ramazan ayında sandalcılara dair izlenimini şöyle aktarıyor:
Müslümanlar Ramazan ayında bütün gece boyunca bol bol yiyip içer ama imsakla beraber, dini kaideye riayet ederler ve kimse bunu alenen ihlal etmez.
Mesela sandalcılar... Buna inanmak için onları güneşin batışından birkaç dakika önce Galata Köprüsü'nden görmeye gitmelidir. Dinlenenleri, kürek çekenleri, hemen oracıktakileri, uzaklaşmış olanları sayınca bin civarında sandalcı görürsünüz. Şafaktan beri hiçbir şey yememişlerdir, açlıktan üzerlerindeki rehavet hissedilebilinir, yiyecekler iftariyelikler kayıkta hazır durur, bir güneş bir yemeğe, bir yemeğe bir güneşe bakarlar.
Güneşin batışı top atılarak bildirilir. Arzuyla beklenen bu andan önce ağızlarına bir yudum su ve bir lokma ekmek koymaları mümkün değildir. Birkaç defa, Haliç'in bir köşesine bizi götüren sandalcıları yemek yemeye teşvik ettik; güneşi gösterip daima: ''Yok' Yok! Yok!'' diye cevap verdiler. Güneş yarı yarıyadan fazla kaybolunca nevalelerini büyük bir zevk ve heyecanla hazırlamaya başladılar. İnce bir ışık kavisinden başka bir şey görünmeyince, istirahat edenlerin, kürek çekenlerin, Haliç'i geçenlerin, Boğaz'da kayıp gidenlerin, Marmara denizinde dolaşanların, Asya sahilinin en tenha körfezlerinde demir atmış olanların hepsi iftarlıkları hazır, gözleri neşe içinde batıya doğru dönerler ve bir ateş noktasından başka bir şey kalmayınca, bin iftariyelik bin ağıza götürülür.